Bugün gazetesinde, memurun kasden öldürülmesi halinde maktulun yakınlarına
bağlanan maaştan dolayı ölüme sebebiyet verene rücu edilmesi konusu ele alınmıştır.
Söz konusu haber metni şu şekildedir:
Ekim'den sonra sakın cinayet işlemeyin!
Sosyal Güvenlik'te öyle bir düzenleme yapıldı ki...
Sosyal güvenlik sistemimizde "rücu" adı verilen bir uygulama
söz konusu. Örneğin bir işçi iş kazasına maruz kalır da yaralanır ya da ölürse,
Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) kazalının kendisine veya ölümü halinde eş ve çocuklarına
gerekli yardımları yapar. Ancak SGK yaptığı masrafları, kazaya sebep olan işveren
ya da üçüncü kişilere dönerek onlara ödettirir. Bu uygulama şimdiye kadar sadece
SSK'lı işçileri kapsıyordu ve iş kazası, meslek hastalığı, hastalık halleriyle
sınırlıydı. Ancak 1 Ekim 2008 sonrasında uygulama hem tüm çalışanlara (memur,
işçi, işveren, esnaf, isteğe bağlı sigortalı) teşmil edilecek, hem de malullük
ile dul ve yetim aylıklarında da uygulanacak.
Adam öldürürken iki kere düşünün!
Uygulamanın genişletilmesi şu demek: bir kişi cinayet işleyerek sosyal güvencesi
olan birini öldürürse, SGK ölenin dul eşine ve çocuklarına maaş bağlayacak.
Ancak bağladığı aylıkların peşin değerinin yarısını, cinayeti işleyenden alacak.
Fail hem cezasını çekecek hem de SGK'nın çıkardığı faturayı ödeyecek. Öldürülen
kişinin ücretine ve statüsüne göre değişmekle birlikte bu fatura 100-150 bin
YTL olabilecektir. Umarız bu uygulama cinayet olaylarında azalmaya katkı sağlar.
Konuya ilişkin memurlar.net editörünün değerlendirmeleri
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile kaldırılan
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 129 uncu maddesinde ( 1) rücu
ile ilgili düzenleme yer almış, bu düzenlemede yalnızca adi malul duruma
düşürenlere veya ölümlerine sebep verenlere yönelik rücu davası açılmasına
imkan verilmiştir.
5510 sayılı Kanun bu kapsamı genişletmiş adi maluliyetle birlikte vazife
malulü duruma düşürenler ile ölümlerine sebebiyet verenlere de rücu davası
açılacağı hükümlerini düzenlemiş, bu hususlar Kanunun 14, 21, 39 ve 93 üncü
maddelerinde( 2) ayrıntılı olarak yer almıştır. aşağıda bu maddelere yer verilmiştir.
(1 ) 5434 S.K. Madde 129 - "Vazifeleri içinde veya dışında her
hangi sebeple zarar görmüş veya tehlikeye düşmüş ve bundan dolayı adi malul
durumuna girmiş iştirakçilerin veya bunlardan ölenlerin, dul ve yetimlerinin;
sebep olanlar aleyhine açacakları davaları Sandık dahi kovuşturmaya ve bu davalara
üçüncü şahıs olarak girmeye ve dul ve yetimler tarafından dava açılmamış ise
bunu doğrudan doğruya açmaya yetkilidir.
Dava sonunda para tazminatı da alınırsa bundan kovuşturma için yapılan masraflarla
birlikte emekli, adi malullük, dul ve yetim aylıkları bağlanan hallerde bu aylıkların
beş yıllığı; (Toptan ödeme) yapılan hallerde de bunların toplamının yarısı Sandıkça
alınarak, varsa, geri kalanı ilgililere ödenir.
Sebep olanlar iştirakçi ise ve bunlara bu kanuna göre Sandıklarca her hangi
adla olursa olsun ödeme yapılacaksa istihkakları dava sonuna kadar hükmolunacak
tazminata karşılık olmak üzere ödenmez."
(2 ) 5510 S.K. MADDE 14- "Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı
veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm
şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal
özürlülük halleridir.
Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;
a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usûlüne uygun
olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi,
b) Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna
bağlı tıbbî sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin
incelenmesi,
sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.
Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak
çalıştığı işten kaynaklanmış ise, sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan
yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması
arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen
süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Bu durumdaki kişiler,
gerekli belgelerle Kuruma müracaat edebilirler. Herhangi bir meslek hastalığının
klinik ve laboratuvar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan
etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları
listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun
veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı
ile meslek hastalığı sayılabilir.
Meslek hastalığının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, sigortalının
meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren
tarafından,
b) (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından,
bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç işgünü içinde, iş kazası ve meslek
hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğü yerine
getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış
bildiren işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalıya, Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse
geçici iş göremezlik ödenekleri rücû edilir.
Meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmalar, Kurumun
denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş
müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabilir.
Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin
şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer
usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte
belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp
sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kurulunca karara bağlanır."
5510 S.K. MADDE 21- "İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin
kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı
bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine
bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan
gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya
hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere,
Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık
ilkesi dikkate alınır.
İş kazasının, 13 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sürede
işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen
süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden
tahsil edilir.
Çalışma mevzuatında sağlık raporu alınması gerektiği belirtilen işlerde, böyle
bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli
olmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe girmeden önce var olduğu tespit
edilen veya bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen
hastalığı nedeniyle, Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği
işverene ödettirilir.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle
meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması
gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye
değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları
çalıştıranlara rücû edilir.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile
kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği
olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında
kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak
sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere
rücû edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun
uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası
veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya
iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücû edilmez."
5510 S.K. MADDE 39- "Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl
veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu
Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin
yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilir.
Malûllük, vazife malûllüğü veya ölüm hali, kamu görevlilerinin veya er ve erbaşlar
ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin
gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı
haklarında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı
veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan aylıklar için Kurumca, kurumuna
veya ilgililere rücû edilmez."
5510 S.K. MADDE 93- (Değişik birinci fıkra: 17/4/2008-5754/56 md.) "Bu
Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri,
sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması
sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık
ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka
borçları dışında haczedilemez.
(Değişik ikinci fıkra: 17/4/2008-5754/56 md.) Kurumun prim ve diğer alacakları
ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on
yıllık zamanaşımına tâbidir. Kurumun prim ve diğer alacakları; mahkeme kararı
sonucunda doğmuş ise mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurumun denetim
ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden,
kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları
soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve inceleme
sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar,
kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden
doğmuş ise bilgi ve belgenin Kuruma intikal ettiği tarihten itibaren, zamanaşımı
on yıl olarak uygulanır. Bu alacaklar için 89 uncu madde gereğince hesaplanacak
gecikme cezası ve gecikme zammı, 88 inci maddede belirtilen ödeme süresinin
son gününü takip eden günden itibaren uygulanır.
Bu Kanuna dayanılarak Kurumca açılacak tazminat ve rücû davaları, on yıllık
zamanaşımına tâbidir. Zamanaşımı tarihi; rücû konusu gelir ve aylıklar bakımından
Kurum onay tarihinden, masraf ve ödemeler için ise masraf veya ödeme tarihinden
itibaren başlar.
Zamanaşımından sonra yapılan ödemeler kabul edilir. Ancak, 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendine tâbi sigortalıların zamanaşımı nedeniyle prim ödenmeyen
süreleri, sigortalılık süresinden sayılmaz ve bu süreye ilişkin sigortalılık
hak ve yükümlülükleri düşer."