Sahtecilikten dolayı ceza alan memur, emekli ikramiyesi alabilir mi?

21/10/2013 00:01:00
Yazdır

Soru

ben 28 yıllık devlet memuruyum halen çalışıyorum kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğinden dolayı 6 yıl ceza aldım cezam şuanda yargıtayda yargıtay onaylarsa 657 sayılı devlet memurları kanunun 98 b maddsine göre memurluktan atılmam gerekiyor ancak emeklilik sürem doldugu için emekli olup ikramiye alabilirmiyim ?

Cevap

Resmi belgede sahtecilikten dolayı ceza alan Devlet memuru emekli ikramiyesi alabilir mi? Devlet memuru olarak emekli aylığı alabilir mi? konularını açıklamaktayız.

1- Memurluktan atılan Devlet memuruna emekli ikramiyesi verilir mi?

İkramiye konusunu da kapsamında barındıran 6270 sayılı Kanun 26 Ocak 2012 tarih, 28185 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

6270 sayılı Kanunla 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun ikramiye esaslarını düzenleyen 89 uncu maddesinde, esası büyük ölçüde etkileyen değişiklik yapılmıştır.

89 uncu maddenin değişik şeklinde, memurluk görevlerinden ayrılanlardan sigortalı veya bağ-kur'lu çalışarak emeklilik konumuna geçenlere veya 26 Ocak 2012 tarihinden sonra emeklilik konumuna geçenlere memurluk hizmetlerine karşılık emeklilik ikiramiyesi ödenmesi tamamıyla İŞ KANUNU hükümleri ile paralellik sağlanmıştır. Nasıl ki, İş Kanunu hükümlerinde kıdem tazminatı alınması veya alınmaması durumları yer almış ise, 89 uncu maddeye gore emekli ikramiyesi alınabilmesi için de İŞ KANUNU hükümlerine gore yapılması gerekecektir.

EMEKLİ İKRAMİYESİNE DAİR MADDENİN YENİ HALİ

6270 sayılı Kanunla değiştirilen 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun 89. maddesi;

"MADDE 89- Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.

Birinci fıkra kapsamına girmemekle birlikte, bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmeti bulunanlardan mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik, yaşlılık ya da malullük aylığı bağlananlara ise; bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen çalışmalarının, 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesi ödenir.

İkinci fıkra uyarınca ödenecek emekli ikramiyesi, bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamına giren görevlerde geçen her tam fiili hizmet yılı ile sınırlı olarak bu görevlerden ayrıldıkları tarihteki emeklilik keseneğine esas aylık tutarı üzerinden ve aylığın başlangıç tarihindeki katsayılar dikkate alınarak ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.

Yukarıdaki fıkralara göre verilecek emekli ikramiyesinin hesabında 30 fiili hizmet yılından fazla süreler ile mülga 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ödenecek emeklilik ikramiyesinin hesabında bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen ve 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona eren geçmiş hizmet süreleri ve her ne suretle olursa olsun evvelce iş sonu tazminatı veya bu mahiyette olmakla birlikte başka bir adla tazminat ödenen süreleri ile kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesi ödenmiş olan süreleri dikkate alınmaz. Ancak, mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri uygulanmış olmakla birlikte, bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmetleri arasında başka bir sigortalılık hali kapsamında çalışması bulunmayanların emekli ikramiyesine esas fiili hizmet sürelerinin hesabında, 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesindeki şartlar aranmaz.

…”

DAVA AÇANLARLA İLGİLİ MADDE

6270 sayılı Kanunla 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununa eklenen geçici madde hükmü;

GEÇİCİ MADDE 223- Bu maddenin yürürlük tarihinden önce, mülga 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik, yaşlılık ya da malullük aylığı bağlananlar ile ölenlerin hak sahiplerine, varsa açtıkları davalardan vazgeçmeleri ve bu Kanunun 89 uncu maddesindeki şartların varlığı halinde aynı esas ve usuller çerçevesinde emekli ikramiyesi ödenir. Davalardan vazgeçilmesi halinde, mahkemelerce Sosyal Güvenlik Kurumu lehine hükmedilecek vekalet ücretleri Kurumca tahsil edilmez.

Bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında fasılalı olarak hizmeti bulunan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte aynı kapsamda çalışmakta olanlardan, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra emeklilik, yaşlılık, malullük ile dul ve yetim aylığı bağlanacak olanlar hakkında 89 uncu maddenin dördüncü fıkrasının uygulanmasında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki fasılalı hizmet süreleri için 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesindeki şartlar aranmaz.

ATIFTA BULUNULAN 1475 SAYILI KANUNUN 14. MADDESİ

Yapılan değişiklik hangi durumları kapsıyor konusunu değerlendirmeden once 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi şartlarını bilmek gerekmektedir. Bu şartlar nelerdir? Sorusunun cevabını öğrenmeden yapılan değişikliğin hangi durumları kapsadığını anlamanın zor olacağını tahmin etmekteyiz.

1475 sayılı Kanunun 14, maddesi;

“Kıdem tazminatı:

Madde 14. (Değişik birinci fıkra: 29/7/1983 - 2869/3 md.) Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:

1. İşveren tarafından bu Kanunun 17 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,

2. İşçi tarafından bu Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca,

3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyle,

4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;

5. (Ek: 25/8/1999 - 4447/45 md.) 506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,

Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.

İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler gözönüne alınarak hesaplanır.

İşçinin birinci bendin 4 üncü fıkrası hükmünden faydalanabilmesi için aylık veya toptan ödemeye hak kazanmış bulunduğunu ve kendisine aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için yaşlılık sigortası bakımından bağlı bulunduğu kuruma veya sandığa müracaat etmiş olduğunu belgelemesi şarttır. İşçinin ölümü halinde bu şart aranmaz.

T.C. Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödenir.

Yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarında işçinin hizmet akdinin evvelce bu maddeye göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona ermesi suretiyle geçen hizmet süreleri kıdem tazminatının hesabında dikkate alınmaz.

(Değişik: 10/12/1982 - 2762/1 md.) Ancak, toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleriyle belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez.

1475' İN BU MADDESİNE DAİR MEMURLAR.NET'İN ÖZET DEĞERLENDİRMESİ

1475 sayılı Kanun Madde 14'e gore kıdem tazminatı alınabilmesi şartları;

- İstek dışında işinden ayrılacak, kendi isteğiyle ayrılırsa alamaz.

- Askerlik nedeniyle işten ayrılacak,

- İşten çıkarılacak. Ancak işten çıkarılma nedeni yüz kızartıcı nedenlerle, yani ahlak kurallarına, iyi niyet kurallarına uymayan davranışlar nedeniyle olmayacak.

- Emeklilik için müracaat edilecek,

- 7000 gün hizmet süresi olacak veya 25 yıl sigortalılık süresi olacak, bu sigortalılık süresi içinde de 4500 gün hizmet süresi olacak, bu durumdakilerin de kadınlar için 58, erkekler için de 60 yaş koşulunu tamamlamadan istek halinde işinden ayrılacak.

- 506 sayılı Kanunun yürürlükte bulunan geçici 81 inci maddesindeki emeklilik süresini dolduranların yine yaş koşulunu beklemeden istek halinde işinden ayrılacak.

- Sağlık nedeniyle işten ayrılacak,

- Kadınlardan evlenme nedeniyle l yıl içinde işinden ayrılacak,

- Çalışırken vefat edecek.

Bu durumlar kıdem tazminatı ödenmesini gerektiren durumlar olmaktadır. Bu durumlar dışında bir nedenden dolayı işten ayrılma olursa kıdem tazminatı ödenmemektedir.

Belirtilen durumlar, 26 Ocak 2012 tarihinden sonra işinden ayrılanlar için geçerli olacaktır, ancak yine bu durumlar 26 Ocak 2012 tarihinden once işinden ayrılanlar için de geçerli olmaktadır.

1475 sayılı Kanun Madde 14 (5) numaralı bent, 4447 sayılı Kanunla 1999 yılında yürürlüğe girmiştir. Yürürlük tarihi itibariyle getirilen değişiklikle emeklilik yaş koşulları değişmiş, kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaş emeklilik yaşları olmuştur. Ayrıca kademeli yaş koşulları da 506 sayılı Kanunun geçici madde 81'de yapılmıştır.

Buna göre;

- 1999 yılı öncesi 15 yıllık sigortalılık süresi ile 3600 gün hizmet süreleri bulunanlar istek halinde görevinden ayrılmışsa kıdem tazminatı alamamaktadır.

- 1999 yılı sonrası istek dışında görevine son verilmişse yine kıdem tazminatı alamamaktadır.

- 1999 öncesi kıdem tazminatı alabilmesi için 7000 gün hizmet süresi olacak veya 25 yıl sigortalılık süresi olacak, bu sigortalılık süresi içinde de 4500 gün hizmet süresinin olması gerekmektedir.

1475 sayılı Kanunun katı kuralları, bugün için devlet memurluğundan ayrılanlar için de uygulamaya başlanılmıştır.

Diğer bir husus; 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununa 6270 sayılı Kanunla eklenen geçici madde 223'ün uygulaması olacaktır.

Yapılan değişiklik öncesinde, memurluk hizmetlerine emekli ikramiyesi alamayıp, bu haklarını dava sonucu alma yolunu seçenlere, açtıkları davalardan vazgeçmeleri halinde memurluk hizmetlerine ikramiye ödeneceğini belirtmektedir. Ancak, davadan vazgeçmek isteyenlerin emeklilik ikramiyesi ödenmesi işlemlerinde yine 1475 sayılı Kanun hükümleri uygulanacağından, bir kayıpları olmaması açısından davadan vazgeçmeden önce, ikramiye alıp alamayacaklarını kesin öğrendikten sonra bu tercihlerini yapmalarını tavsiye etmekteyiz. Bu konudaki taleplerin Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılması gerekecektir.

NOT: Daha öncede belirttiğimiz bir hususu belirtmek istiyoruz. Yukarıda yapmış olduğumuz değerlendirmelerimiz tüm çalışma hayatları boyunca yalnızca devlet memurluğu hizmetini yapmış olanlar için uygulanmamaktadır. Bunlar hakkında, emekli olduklarında memurluk hizmetlerine ikramiye ödenmesinde bir değişiklik bulunmamaktadır. Emekli ikramiyesini emekli olduklarında alabileceklerdir.

NOT: 6270 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesinde olduğunu gibi değişikliklede devam ettirilen husus. Kendilerine aylık bağlanmayanlar ikramiye alamazlar. Memurluktan ayrılma 1475 sayılı Kanun madde 14 hükümlerine uygun yani kıdem tazminatı almaya hak kazanılan şekilde dahi sona erse, memurluktan ayrılır ayrılmaz ikramiye alamayacak, aylık bağlanır ise ikramiye alabilecektir.

Durumunuzu Değerlendirmemiz;

Devlet memurluğu hizmetlerinizden başka, SSK.lı, Bağ-Kurlu bir çalışmanız yok ise memurluktan çıkarılmış olsanız dahi, emekli aylığı bağlandığında ikramiye alabileceğinizi değerlendirmekteyiz. Ayrıca, http://sorucevap.memurlar.net/soru/2303/ adresimizde icra kesintileriyle ilgili açıklamalarda bulunmuştuk. Memurluktan atılmanız durumunda Kurumunuz sizin tüm alacaklarınıza icra takibi yaparsa bu halde ikramiye yine ödenmez.

Ancak, Devlet memurluğu hizmetlerinizle birlikte SSK.lı veya Bağ-Kurlu olarak çalışmanız var ise, memurluktan çıkarılmış olma durumunuzdan dolayı emekli ikramiyesi alamayacağınızı söyleyebiliriz.

1- Resmi belgede sahtecilikten dolayı ceza Memurluktan atılan Devlet memuruna emekli aylığı bağlanır mı?

5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununa gore emekli aylığı;

Hizmet Yılı + Yaş = EMEKLİ AYLIĞI

Olmaktadır.

Erkek Devlet memurlarının 25 hizmet yılı, Kadın Devlet memurlarının 20 hizmet yılı ile birlikte 5434 sayılı Kanunun Geçici Madde 205 de belirtilen yaş gruplarını tamamlamaları halinde emekli aylığı bağlanabilmektedir.

5434 sayılı Kanun Madde 92 ve 93 hükümlerinde Emeklilik Haklarının Düşmesini ve Bağlanan Aylıkların Devamlı Olarak Kesilmesini Gerektiren Sebepler açıklanmıştır.

Madde 92 hükmü;

İştirakçilerden Türk vatandaşlığından çıkarılan, Türk vatandaşlığını bırakan, yabancı memleket uyruğuna girenlerin (Türk vatandaşlığını muhafaza edenler hariç) bu Kanunla tanınan her çeşit hakları düşer. Aylık almakta iken veya aylık bağlama hakkı doğmadan önce tanınan her çeşit hakları bu madde uyarınca düşenler, bu durumlarının ortadan kalkması halinde Sandığa yazılı olarak yapacakları müracaatları takip eden aybaşından itibaren ve bu Kanunda öngörülen diğer şartları da taşımaları kaydıyla bu haklardan yeniden yararlandırırlar.Yukarıdaki hükümler 88 inci madde kapsamına girenlerle, dul ve yetimleri hakkında da uygulanır.

Madde 93 hükmü;

Bu Kanuna göre bağlanan aylıkları alanlardan:

a) 92 nci maddede yazılı durumlara girenlerin;

b) Evlenen dul eşlerin, ana ve kız ile erkek çocukların (harp malulleriyle evlenen karılar hariç);

c) Muhtaç durumdan çıkan ana ve babanın;

ç) 74 üncü madde hükmü uygulanmak suretiyle 18 yaşını, ortaöğrenimde ise 20 yaşını, yükseköğrenim yapmakta ise 25 yaşını geçmemek üzere bu öğrenimlerini bitiren erkek çocukların;

Aylıkları, bu durumlarının kati olarak belirtildiği tarihleri takip eden aybaşından itibaren kesilir.

Bunların, bu Kanun uyarınca yeniden aylığa müstehak olmaları şartıyla tekrar aylıkları bağlanır.

Maddelerin yorumu;

Emeklilik koşullarını hizmet ve yaş olarak tamamlamış kişiler memurluktan atılmış olsalar, ceza alarak tutuklu veya hükümlü olsalar dahi emekli aylığı için müracaat edebiliyorlar. Emekli aylığı bağlanabiliyor.

KONU EMEKLİ İKRAMİYESİ VE EMEKLİ AYLIĞI İLE İLGİLİ OLDUĞUNDAN SİTEMİZDE SIKLIKLA TEKRARLADIĞIMIZ TEMENNİLERİMİZİ YENİLEMEK İSTİYORUZ.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununda en son 1995 yılı Ocak ayından itibaren ek gösterge rakamlarında artış yapılmıştır. Hizmet Sınıfları itibariyle ve de unvan itibariyle belirlenmiş olan ek gösterge rakamları o günün şartlarında bir iyileştirme niteliğinde olmuştur.

Ancak, zaman içerisinde 5434 sayılı Kanunun Ek 70 nci maddesinde aylık ve ikramiye hesaplanmasında esas alınan oranların ek gösterge rakamlarına göre ayrıştırılması, aylık ve ikramiye tutarlarının az veya yüksek olmasını gerektirmiş ve ek göstergesi az olanlar aleyhine bir sistemi ortaya çıkarmıştır.

Aleyhte olan bu sistem içerisinde, yine zaman içerisinde bazı kadro görev ünvanları için makam tazminatı, temsil ve görev tazminatı uygulamasının getirilmesiyle beraber aradaki uçurum gittikçe açılmıştır.

Bu nedenle, Doktor, Mühendis, Mimar, Müfettiş, Öğretim üyeleri, öğretim görevlileri, avukat, öğretmen, Şube Müdürü, Astsubay, Uzman Jandarma, Uzman Çavuş, Uzman Onbaşı, Şef, Memur gibi kadro görev ünvanlarında görevlerini yapmakta olan memurların ve de emeklilerinin de yararlanabilecekleri bir değişikliğin yapılması faydalı olacaktır. Bu şekilde yapılan değişikliğin en önemli kalemi de Hizmet Sınıfları itibariyle belirlenen EK GÖSTERGE rakamlarında bir artış ile 5434 sayılı Kanunun Ek Madde 70 de belirlenen oranlarda da bir artış yapılması, ayrıca makam tazminatı almayanlar için de makam tazminatı tespitinin yapılması gerektiğini değerlendirmekteyiz.

Kariyer olarak nitelendirilen uzmanlıklarda yapılan ilk adım, sonrasında Daire Başkanları nezdinde yapılan ikinci adım, diğer ünvanlarda bulunanlara da artışların yapılması konusundaki beklentiyi hızlandırmıştır.

Temennimiz, bu konularda da Hükümetin hakkaniyetli olarak bir artış yapılası yönünde ivedilikle bir çalışma talimatını vermesi, uzunca bir süredir kamu hizmetini yürütmekte olan Devlet memurlarının beklentisini, ömrünü bu işlere vermiş olanların emekliliklerinde de insan onuruna yaraşır bir şekilde hayat sürdürmenin beklentisi olarak görmek gerektiğini düşünmekteyiz.

Ayrıca, sigortalı çalışanlar ile devlet memuru olarak çalışanlara ödenen kıdem tazminatı ile emeklilik ikramiyesi hesaplama sistemi farklıdır.

Sigortalı olarak çalışanlarda uzun vadeli sigorta kollarına tabi yatırdıkları prim-almakta oldukları ücretlerin tamamı üzerinden- esas alınmakta,

Memur olarak çalışanlarda ise emekli keseneklerine esas aylıklar üzerinden kesilen kesenek ve karşılık tutarları esas alınmaktadır.

Devlet memurları için yapılan bu hesaplamada yalnızca intibakları, taban aylığı, kıdem aylığı, en yüksek devlet memuru aylığına karşılık gelen ek göstergeler itibariyle belirli oranları dikkate alınmakta, ancak görevde iken alınan diğer ödeme ve yardımlar -görev ücretleri- esas alınmamaktadır.

Bu durum ise devlet memurları aleyhine olan bir resmi ortaya çıkarmakta, devlet memurunun 30 yıl üzerinden alacağı emeklilik ikramiyesi parası ile işçinin 30 yıla karşılık alacağı kıdem tazminatı parası arasında azımsanmayacak derecede farklı bir meblağ oluşmaktadır.

Ayrıca, 5434 sayılı Kanunun 89 ve ek 82 nci maddelerinde yer alan hükümlerle, devlet memurlarında emeklilik ikramiyesinin üst sınırı 30 yılla sabitlenmiştir. Yine görev yapılan ay küsuratlarına da emeklilik ikramiyesi tutarı ödenmemektedir.

Bu nedenle; günümüz şartlarına göre, kamu görevini yürütmekte olan bir devlet memuruna ödenecek olan emeklilik ikramiyesi tutarında esas alınacak hesaplama sisteminin değiştirilmesi ve görevde alınan ücretin karşılığı bir ödeme yapılmasının, Emeklilik ikramiyesi hesaplamasında ay küsuratlarının da dahil edilerek üst sınır olan 30 yıllık sınırın da kaldırılmasının,

Doğru ve haklı bir değerlendirme olacağını düşünmekteyiz.

ANKET
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri veya çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
Tamam