657 sayılı
Devlet Memurları Kanunun "Ticaret ve Diğer Kazanç Getirici Faaliyetlerde
Bulunma Yasağı" başlıklı değişik 28 inci maddesinde "Memurlar Türk
Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette
bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya
ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite
ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen
alacakları görevler hariç). Memurlar, mesleki faaliyette veya serbest meslek
icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek
kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarına ait herhangi bir iş yerinde veya vakıf yükseköğretim kurumlarında
çalışamaz.
Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim,
denetim ve disiplin kurulları üyelikleri ile özel kanunlarda belirtilen görevler
bu yasaklamanın dışındadır.
Eşleri, reşit olmayan veya mahcur olan çocukları, yasaklanan faaliyetlerde bulunan
memurlar bu durumu 15 gün içinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle yükümlüdürler,"hükmü
yer almaktadır.
Devlet memurlarının özel kanunlarda belirtilen görevler ticaret ve diğer kazanç
getirici faaliyetlerde bulunma yasağı kapsamı dışında tutulmuştur.
Söz konusu hüküm uyarınca Devlet memurunun ticaret ve kazanç getirici faaliyetler
yasaklanmış ve yapabileceği işler ve yasağın istisnaları sayılmıştır.
Bu açıklamalar çerçevesinde;
- 28 inci madde de yer alan kazanç getirici görev ve faaliyetleri yapabileceği,
- Özel kanunlarda hükümler var ise bu hükümlerden faydalanabilecekleri
5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu uyarınca ders vermeleri
- Ayrıca 87 madde uyarınca verilen ikinci görev görevler diğer kazanç getirici
faaliyetler kapsamı dışında bulunmaktadır.
556 sayılı
Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
24/6/1995 tarihli ve 556
sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin "Tanımlar"
başlıklı 2 maddesinde "(a) "Marka", ortak markalar ve garanti
markaları dahil ticaret markaları veya hizmet markalarını." ifade edeceği
ile "Korumadan yararlanacak kişiler" başlıklı 3 üncü maddesinde "Bu
Kanun Hükmünde Kararnamenin öngördüğü koruma; Türkiye Cumhuriyeti sınırları
içinde ikametgahı olan veya sınai veya ticari faaliyette bulunan gerçek veya
tüzel kişilerce veya Paris Sözleşmesi yahut Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması
hükümleri dahilinde başvuru hakkına sahip kişilerce elde edilir.
Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamına girmemekle beraber, Türkiye Cumhuriyeti
uyruğundaki kişilere kanunen veya fiilen marka koruması tanımış yabancı devletlerin
gerçek veya tüzel kişileri de karşılıklılık ilkesi uyarınca Türkiye'de marka
korunmasından aynı şekilde yararlanır."hükümleri bulunmaktadır.
09.04.2005 tarihli ve 25781 sayılı Resmi Gazete'de 556
Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulamasına
Dair Yönetmelik yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Anılan Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 4 üncü maddesinde "Ortak
marka: Bir sözleşme çerçevesinde tüzel kişilerin veya tüzel kişilik meydana
getirmeksizin bir araya gelen gerçek kişilerin oluşturduğu birliğe dahil işletmelerce
üretilen mal ve/veya hizmetleri, diğer işletmelerin mal ve/veya hizmetlerinden
ayırt etmeye yarayan ve bu işletmelerce ayrı ayrı kullanılabilen işareti,
Garanti markası: Marka sahibinin kontrolü altında, bu markayı kullanmaya
yetkili kılınmış bir çok işletme tarafından üretilen mal ve/veya hizmetlerin
ortak özelliklerini, üretim usullerini, coğrafi kaynaklarını ve kalitesini garanti
etmeye yarayan işareti,
Şekil: İki boyutlu şekilleri veya marka niteliği taşıyan malın kendisini
göstermeyen, Kanun Hükmünde Kararnamenin diğer hükümlerine uygun üç boyutlu
şekilleri," olarak tanımlanmıştır.
Söz konusu Yönetmeliğin "Korumadan yararlanacak kişiler" başlıklı
5 inci maddesinde "556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin
öngördüğü şekilde, korumadan yararlanacak kişiler aşağıda gösterilmiştir;
a) Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ikametgahı olan veya sınai veya ticari
faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler veya Paris Sözleşmesi yahut Dünya
Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dahilinde başvuru hakkına sahip kişiler,
b) Bu maddenin (a) bendi kapsamı dışında kalmakla beraber, Türkiye Cumhuriyeti
uyruğundaki kişilere kanunen veya fiilen marka koruması tanıyan devletlerin
uyruğundaki gerçek veya tüzel kişiler de karşılıklılık ilkesi gözetilerek Türkiye'de
marka korumasından yararlanır.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının markalarını, diğer devletlerin tescil etmesi
veya edeceğini yazılı olarak bildirmesi karşılıklılık ilkesi olarak kabul edilir."denilmektedir.
Yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde;
1-Devlet memurlarının ticaret yapmaları ve kazanç getirici faaliyette bulunmaları
yasaklanmış olup yapabilecekleri faaliyetler sayılmıştır. Bunun dışında özel
kanun hükümleri ile istisna hükmü belirlenebileceği değerlendirilmektedir.
2- Bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden
ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller,
harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajlarının gibi çizimle görüntülenebilen
veya benzer bicimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen
her turlu işaretleri içeren marka,
sanayi ve ticari faaliyette bulunamayan devlet memurları adına tescil edilemeyeceği
düşünülmektedir.
3-Devlet memurlarının ortak olabildikleri A.Ş. ve LTD'in şirketler adına marka
tescilleri mümkün bulunmaktadır.