'Bakmakla yükümlü olunmayan' anne hastalandığında nasıl refakat edilebilir?

28/09/2006 00:00:00
Yazdır

Soru

Kültür ve Turizm Bakanlığında arkeolog kadrosunda çalışmaktayım. Ankara'da yaşıyordum. Tayinim Kastamonu'ya çıktı. Bu süre içerisinde ileri derecede siroz teşhisi ile hastanede yatan annem için yıllık izin ve rapor kullanarak yanında refakatçi olarak bulundum. Annem Emekli Sandığına bağlı Babamdan maaş almaktadır. Bakmakla yükümlü değilim. Ancak bu durumda benden başka bakan kimse olmadığı için refakatçi olarak doktor raporu ile kurumumdan izinli ya da görevli sayılabilir miyim?

Cevap

Devlet memurları ile herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşlerinin veya bakmakla yükümlü bulundukları ana baba ve ikiden fazla dahi olsa aile yardımı ödeneğine müstehak çocuklarının hastalanmaları halinde, evlerinde veya resmî veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında ayakta veya yatarak tedavileri kurumlarınca sağlanacağı 657 sayılı devlet Memurları Kanunun 209 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, bu Madde de yer alan "bakmakla yükümlü bulundukları" ibaresinden ne anlaşılması gerektiği hususu yönetmelikte açıklanmıştır.

657 sayılı Kanunun210 uncu maddesinin son fıkrasında yer alan "209 uncu madde ile bu madde hükümleri Maliye ve Sağlık Bakanlıklarının görüşleri alınmak suretiyle Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak yönetmeliğe göre uygulanır." hüküm gereğince Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği'nde kimlerin yararlanacağı ve tedavinin usul ve esasları belirtilmiştir.

Anılan Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin A bendinin ( c) alt bendi uyarınca, Devlet memurunun ana ve babasını bakmakla yükümlü olabilmesi için anne ve babasının herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanamaması ve tedavi yardımı beyannamesi vermesi gerekmektedir. Emekli Sandığından Babanız maaş aldığı için, tedavisinin de emekli sandığınca sağlanması sebebiyle beyanname verilememektedir.

'Bakmakla yükümlü olduğu' anne veya baba tabirinden ne anlaşılmalıdır?

Söz konusu yönetmeliğin eşlik etme zorunluluğu başlıklı 27 inci maddesinde "Yatakta tedavi edilenlerin, hastalıkları gereği yanlarında bir kimsenin bulundurulmasının zorunlu olduğu tedaviyi yapan sağlık kurumunun raporu ile belgelendiği takdirde, hastaya biri eşlik ettirilir. Bu takdirde ödenmesi gereken yatak ücreti, sağlık kurumunca düzenlenecek faturada gösterilmek ve belge eklenmek suretiyle, ilgili kurumca ödenir. Hasta özel sağlık kurumunda tedavi edilir ve giderler hasta tarafından bu sağlık kurumuna ödenirse, alınacak fatura ve belge ilgili kuruma verilerek bedeli kurumdan alınır.
Hastanın tedavi edilmek üzere başka bir yere gönderilmesi sırasında yanında bir kimsenin bulundurulmasının zorunlu olduğu hastayı gönderen sağlık kurumu veya kuruluşunun raporunda belirtildiği takdirde, hastaya biri eşlik ettirilir. Eşlik eden kimseye de, memurun bağlı olduğu kurumca, "Harcırah Kanunu" hükümleri dairesinde yolluk ve gündelik verilir. Hasta bu Yönetmeliğin 26 ncı maddesi gereğince belirli bir araç ile gönderiliyorsa, eşlik edenin yollukları da aynı madde hükümleri uyarınca ödenir.
" denilmek suretiyle zorunlu hallerde hastaya refakat imkanı sağlanmıştır. Ancak fıkra metninde "hastaya biri eşlik ettirilir" denilmek suretiyle hastayı gönderen sağlık kurumu veya kuruluşunun sadece bir refakatçi için lüzum gösterebileceği ifade edilmiştir. Aynı fıkrada, eşlik eden kimseye verilecek yolluk ve gündelik konusunda da Harcırah Kanununa atıf yapılmıştır.
Bu çerçevede devlet memurunun; eş, çocuk ve bakmaya mecbur oldukları ana ve babaları için il dışında tedavileri süresince bir kişinin refakatçi olması, memur olan refakatçinin tedavi süresince görevli sayılması gerekmektedir.

"Refakatte süre var mıdır?"

Çocuğun il dışına sevkinde hem anne hem de baba refakatçi olabilir mi?

Diğer taraftan, 657 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin 1 ve 2 nci fıkralarında "Devlet memurunun bakmaya mecbur olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastalığa tutulmuş olması hallerinde, bu hallerin raporla belgelendirilmesi şartıyla Devlet memurlarına, istekleri üzerine en çok altı aya kadar aylıksız izin verilebilir. Aynı şartlarla bu süre bir katına kadar uzatılabilir.
Devlet memurlarına on hizmet yılını tamamlamış olmaları ve istekleri halinde memuriyet süreleri boyunca ve bir defada kullanılmak üzere altı aya kadar aylıksız izin verilebilir. Ancak, sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilen bölgelere veya kalkınmada öncelikli yörelere 72 nci madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere mecburi olarak sürekli görevle atananlar hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fıkra hükmü uygulanmaz."
hükümleri bulunmaktadır.

Bu çerçevede,

1- Annenizin rahatsızlığını 657 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen şekilde belgelendirmesi halinde 6 aya kadar aylıksız izin alabileceği, bu hususun devam etmesi halinde de bir altı ay daha aylıksız izin kullanılması mümkün olduğu,

2- 10 yıllık hizmet sürenizin dolmuş olması halinde de 657 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin 2 inci fıkrası uyarınca mazeret belirtmeksizin 6 ay izin kullanmanız mümkün bulunduğu,
tarafımızca değerlendirilmektedir.

Ayrıca, annenizin sağlık karnesini iade etmek suretiyle (ancak kurumlar bu yolu kabul etmiyor ve sizin bu konuda dava açmanız gerekiyor) annenizin sizin üzeriniden tedavi yardımı almasını sağlayabilirsiniz.

ANKET
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri veya çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
Tamam