Emekli olmuş programcının ek göstergesiSoruSayın Yetkili. Ben Teknik Üniversite Matematik Mühendisliği bölümü mezunuyum. Ziraat Bankasında 12 yıl programcılıktan sonra 30 yıl 5 ay hizmet süresi üzerinden şube müdürü olarak emekli oldum. 1 derece 4 kademe ve 3000 ek gösterge üzerinden maaş alıyorum. Çalıştığım kurum 2001 yılına kadar bizi teknik kadroda kabul etmiş (zamanında maliye bakanlığından alınan teknik kadro görüşüne göre) buna göre kesintiler yapılmış ( hatta benim gibi mühendis lisanslılar 3600 ek bekliyorduk) fakat bu yıldan sonra emekli sandığı mühendis kadrosunda çalışmayanın mühendis haklarına sahip olmayacağını ve programcı kadrosunun GİH kadrosu olduğunu bildirerek düzenlemenin buna göre yapılmasını istemiş ve kurumda bu çerçevede düzenleme yapmıştır. ( bu arada 3000 ek gösterge banka şube müdürlüğünden geldi) Davalar açıldı ve sonucunda içtihatları birleştirme yüksek kurulu kararı gereği THS mühendis kadrosunda çalışmayanın mühendis haklarına sahip olmayacağını karara bağlandı. Bilindiği üzere 24 Temmuz 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan düzenlemeyle, "Programcı ve çözümleyici" unvanları, Teknik Hizmetler Sınıfına alınmıştır ve mali haklar toplu iş sözleşmesi ile belirlenmiş olup 1 Ocak 2014 'den itibaren geçerli olacaktır. Bakanlar kurulunun programcılar için almış olduğu teknik kadro kararının bizim gibi emekliler için borçlanmayla dahi olsa(Maaş-İkramiye farkı gibi) bir faydası olacakmı?. Daire Başkanlarına 3600 ek gösterge hakkı verildi ve geçmişte emekli olanlarda bu hakkı aldı. Bizler içinde böyle bir durum söz konusu olur mu? Çalışırken THS olamadık bari emekliliğimizde olsun. Bu şartlarda Mühendislik hakları için dava açmamın bir faydası varmı? Daha önceki davalarda programcı GİH diye davaları kaybetmiştik. Forumlarda hep konuşulanlar aktif çalışanlar. Emekli ile ilgili bir bilgi bulamadım. Emeğiniz ve yardımlarınız için teşekkür ederim. Cevap24 Temmuz 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kararname ile Programcı ve Çözümleyiciler Genel İdare Hizmetleri Sınıfından Teknik Hizmetler Sınıfına alınmıştır. Ancak daha önce de açıkladığımız üzere, 1- GİH'ten THS'na geçişten dolayı ek gösterge artışı olmamaktadır. En üst ek gösterge 2200'dür yine.. 2- 657 sayılı Kanunun 36. maddesinde bazı THS'de yer alan unvanlara bir derece verilmektedir. Programcı ve Çözümleyiciler burada olmadığı için bir derece alamayacaktır. Esas maaş artışını getiren ek gösterge değişikliğidir. Ele göstergeler değişmiş olsaydı emekli programcının da maaşı değişirdi. Ama ek göstergeler değişmediği için emekli maaşları da değişmeyecektir. DEĞERLENDİRMEMİZ; Yüksek öğrenimleri teknik olanların ve yapmış oldukları işlerde yine teknik iş olanların tamamının THS'na alınmasının zamanının geldiğini düşünmekteyiz. Bu şekilde yapılan değişiklik ile de THS.nda 3000 ek göstergeye sahip olanların da 3600 lük gruba çekilmesinin, 3000 lük bölümde ise yapmış oldukları görevler sebebiyle Teknik Hizmetler Sınıfında bulunan diğer memurlardan yükseköğrenim olmayanlar için kalması, diğer bölümlerin kaldırılmasının gerektiğini düşünmekteyiz. Ayrıca bir değerlendirmemiz, Eğitim Öğretim Hizmetleri Sınıfında olanlardan, yine teknik konuları içeren bölümlerde görev yapanlar da unutulmamalıdır. Bunun çözümü de Eğitim Öğretim Hizmetleri Sınıfında görev yapanların ek göstergelerinin yükseltilmesi olabilir. Sadece teknik, eğitim öğretim hizmetleri sınıfı, ek gösterge mağduru değildir. Ek gösterge mağdurunun genel olarak en haksızlığa uğrayan kısmının Yardımcı Hizmetler Sınıfı ile birlikte Genel İdare Hizmetleri Sınıfında görev yapan memur, VHKİ, Şef, Şube Müdürü gibi unvanlar olduğu bilinen bir gerçektir. EK GÖSTERGE VE EMEKLİ İKRAMİYESİ KONUSUNDAKİ GENEL DEĞERLENDİRMEMİZ. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda en son 1995 yılı Ocak ayından itibaren ek gösterge rakamlarında artış yapılmıştır. Hizmet Sınıfları itibariyle ve de unvan itibariyle belirlenmiş olan ek gösterge rakamları o günün şartlarında bir iyileştirme niteliğinde olmuştur. Ancak, zaman içerisinde 5434 sayılı Kanunun Ek 70 nci maddesinde aylık ve ikramiye hesaplanmasında esas alınan oranların ek gösterge rakamlarına göre ayrıştırılması, aylık ve ikramiye tutarlarının az veya yüksek olmasını gerektirmiş ve ek göstergesi az olanlar aleyhine bir sistemi ortaya çıkarmıştır. Aleyhte olan bu sistem içerisinde, yine zaman içerisinde bazı kadro görev ünvanları için makam tazminatı, temsil ve görev tazminatı uygulamasının getirilmesiyle beraber aradaki uçurum gittikçe açılmıştır. Bu nedenle, Doktor, Mühendis, Mimar, Müfettiş, Öğretim üyeleri, öğretim görevlileri, avukat, öğretmen, Şube Müdürü, Astsubay, Uzman Jandarma, Uzman Çavuş, Uzman Onbaşı, Şef, Memur gibi kadro görev ünvanlarında görevlerini yapmakta olan memurların ve de emeklilerinin de yararlanabilecekleri bir değişikliğin yapılması faydalı olacaktır. Bu şekilde yapılan değişikliğin en önemli kalemi de Hizmet Sınıfları itibariyle belirlenen EK GÖSTERGE rakamlarında bir artış ile 5434 sayılı Kanunun Ek Madde 70 de belirlenen oranlarda da bir artış yapılması, ayrıca makam tazminatı almayanlar için de makam tazminatı tespitinin yapılması gerektiğini değerlendirmekteyiz. Değişiklik esnasında, büyük bir sorumlulukla görevlerini yürüten 2200 EK GÖSTERGELİ GRUPDA BULUNAN ŞEF VE ŞUBE MÜDÜRLERININ, 3000 EK GÖSTERGELİ GRUPDA BULUNAN ÖĞRETMEN, AVUKATLARIN acil öncelikli olarak düşünülmesinde de fayda değerlendirmekteyiz. Kariyer olarak nitelendirilen uzmanlıklarda yapılan ilk adım, sonrasında Daire Başkanları nezdinde yapılan ikinci adım, diğer ünvanlarda bulunanlara da artışların yapılması konusundaki beklentiyi hızlandırmıştır. Temennimiz, bu konularda da Hükümetin hakkaniyetli olarak bir artış yapılası yönünde ivedilikle bir çalışma talimatını vermesi, uzunca bir süredir kamu hizmetini yürütmekte olan Devlet memurlarının beklentisini, ömrünü bu işlere vermiş olanların emekliliklerinde de insan onuruna yaraşır bir şekilde hayat sürdürmenin beklentisi olarak görmek gerektiğini düşünmekteyiz. Ayrıca, sigortalı çalışanlar ile devlet memuru olarak çalışanlara ödenen kıdem tazminatı ile emeklilik ikramiyesi hesaplama sistemi farklıdır. Sigortalı olarak çalışanlarda uzun vadeli sigorta kollarına tabi yatırdıkları prim-almakta oldukları ücretlerin tamamı üzerinden- esas alınmakta, Memur olarak çalışanlarda ise emekli keseneklerine esas aylıklar üzerinden kesilen kesenek ve karşılık tutarları esas alınmaktadır. Devlet memurları için yapılan bu hesaplamada yalnızca intibakları, taban aylığı, kıdem aylığı, en yüksek devlet memuru aylığına karşılık gelen ek göstergeler itibariyle belirli oranları dikkate alınmakta, ancak görevde iken alınan diğer ödeme ve yardımlar -görev ücretleri- esas alınmamaktadır. Bu durum ise devlet memurları aleyhine olan bir resmi ortaya çıkarmakta, devlet memurunun 30 yıl üzerinden alacağı emeklilik ikramiyesi parası ile işçinin 30 yıla karşılık alacağı kıdem tazminatı parası arasında azımsanmayacak derecede farklı bir meblağ oluşmaktadır. Ayrıca, 5434 sayılı Kanunun 89 ve ek 82 nci maddelerinde yer alan hükümlerle, devlet memurlarında emeklilik ikramiyesinin üst sınırı 30 yılla sabitlenmiştir. Yine görev yapılan ay küsuratlarına da emeklilik ikramiyesi tutarı ödenmemektedir. Bu nedenle; günümüz şartlarına göre, kamu görevini yürütmekte olan bir devlet memuruna ödenecek olan emeklilik ikramiyesi tutarında esas alınacak hesaplama sisteminin değiştirilmesi ve görevde alınan ücretin karşılığı bir ödeme yapılmasının, Emeklilik ikramiyesi hesaplamasında ay küsuratlarının da dahil edilerek üst sınır olan 30 yıllık sınırın da kaldırılmasının (Bu konuda bir adımın kısa sürede atılacağını söylememiz doğru olacaktır), Doğru ve haklı bir değerlendirme olacağını düşünmekteyiz. BENZER SORULAR
|
SON EKLENEN SORULAR
KATEGORİLER
|