Kamunun Yeniden Yapılandırılması

07/11/2003 00:00:00
Yazdır

Soru

Kamunun Yeniden Yapılandırılması

Cevap

Kamu tarafından verilen hizmetlere ilişkin genel bir memnuniyetsizliğin yaşandığı ülkemizde, köklü reformlara ihtiyaç bulunduğu özellikle son on yıldır yüksek sesle dile getirilmektedir. Öyleki bu konu artık Devletin hazırlamış olduğu Kalkınma Planlarında bile yer almaya başlamıştır. Gündeme gelen Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı bu noktada oldukça önemli reformlar getirmektedir. Tasarının ruhuna sinmiş olan, kamu kurumlarına bir vizyon giydirilmesi, tüm birimler bazında stratejik bilinç oluşturulması ve denetleyici ve düzenleyici yetkilerin merkezde kalması kaydıyla yetkilerin, mali yönden güçlendirilecek ve beş yıllık süre içinde tamamlanacak bir projeksiyon ile il özel idarelerine ve belediyelere devredilmesini öngören düzenlemeler sorunun tespiti ve çözümü için önemli bir başlangıç olarak değerlendirilmelidir. Bu düzenlemeye paralel olarak kamu kurumlarındaki iç işleyişle ilgili olarak, yetkilerin ve sorumluluğun yetki devredilene aktarılmasını öngören düzenlemede oldukça önemli bir düzenlemedir. Bu düzenlemenin, amirin sorumluluğu bulunan hususlarda yetkiyi devrederek sorumluluktan kaçmak isteyeceği gibi olumsuz bir tarafı bulunsa da, tasarının genel felsefik alt yapısı, denetimin değişen yapısı ve yetki devredilen kişilerin artık birer emir kulu olmaktan çıkma bilincine ve iradesine sahip olmaları gerekliliği ile bu negatif yönde elimine edilebilecektir.

Denetim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması

Tasarının en önemli taraflarından birisi de denetim sistemine getirmiş olduğu yeni bakış açısıdır. Tasarıda, özellikle Toplam Kalite Yönetimi felsefesi çerçevesinde, tüm dünyada son birim (hizmet) üzerinde yapılan denetimlerin terk edildiği ve buna paralel olarak süreç içinde bir denetimin hakim olduğu gerçeğinden hareketle, bu anlayışın kamu yönetimine de yansıtılmak istendiği görülmektedir. Ki zaten tasarının gerekçesinde de yer alan, ülkemizde 20 binin üzerinde denetim elemanı bulunmasına rağmen yolsuzluk sıralamasında dünyada en önde gelen ülkelerden olduğumuz gerçeği, bir şeylerin yanlış yapıldığını göstermektedir. Bu bağlamda, denetimin bağımsız yapıya kavuşturularak etkinleştirilebileceği yönündeki tezin, ülkemizde son beş yıl içerisinde yaşanan olaylar ve bu olaylar karşısında başta BDDK olmak üzere özerk ve bağımsız kamu kurumlarının takınmış olduğu tavır göz önüne alındığında pek mantıklı olduğu söylenemez. Diğer taraftan, bu tez geleneksel formattaki denetim anlayışının bir yansıması olup, sorunun, hala son parça üzerindeki denetim yoluyla üstesinden gelinebileceğini temel yaklaşımına dayanmaktadır. Oysaki temel sorun, tasarının ruhunda yer alan ve bizim de iştirak ettiğimiz "vizyon sorunudur". Türkiye'nin temel sorunu budur. Sorun bu şekilde ortaya konmadan yapılacak değerlendirmeler sistemi bir bütüncül olarak kavramaktan oldukça uzağa düşecektir. Bu noktada, Maliye Teftiş Kurulunun öncülük ettiği ve medyada "denetim sistemi kaldırılıyor" şeklinde özetlenebilecek yaklaşım doğru olmadığı gibi kamuoyunu yanlış yönlendirmektedir. Bu bağlamda eski bir maliye müfettişi olan Milli Savunma Bakanı Vecdi GÖNÜL'ün dün gazetelerde yer alan eleştirilerine, kurumsal kültürün devam ettirilmesi çerçevesinde yaklaşmak gerekmektedir. Zira, Maliye Bakanlığının üçüncü kişi ve kuruluşlara yönelik denetim yetkisi ana hizmet birimi niteliğinde devam ettirilecektir. Ancak, Türkiye'nin gerçek sahipleriymiş gibi hareket eden bu kurulun medyadaki bir çok yazarı etkilediği görülmektedir. Maliye Teftiş Kurulunun kabul etmek istemediği husus, kurulun vergi denetmenleri ve gelirler kontrolörleri ile birlikte denetim yapacak olmasıdır. Kendilerini, Türkiye'deki tüm denetim sisteminin üzerinde gören ve oldukça elit anlayışa sahip bu yapının değişmesi gerektiği gerçekliği artık kaçınılmazdır. Bu çerçevede, kamu görevlisinin niteliği itibariyle unvanından güç alması yerine unvanına güç vermesi gerektiğini düşünüyoruz.

Ddenetimle ilgili olarak tasarının eleştirilebilecek yönü, üçüncü kişiler ve kuruluşlar üzerinde sadece belirli bazı kamu kurumlarına denetim yetkisinin tanınmış olmasıdır. Oysaki gıda sektörü açısından Tarım ve Köyişleri Bakanlığının, sanayi sektörü açısından da Sanayi ve Ticaret Bakanlığının bu kamu kurumları arasında sayılması gerekmektedir. Umarız bu eksiklik Plan ve Bütçe Komisyonunda giderilir.

Teknik Eksiklikler

Tasarıda performans denetiminden bahsedilmektedir. Bu kavram, teorik olarak gündemde olan bir kavram olmasına rağmen şu ana kadar hiçbir hukuki metinde yer almamıştı. Her ne kadar uygulanması çok zor olsa da bunun tasarıda yer almasının önemli bir gelişme olduğunu düşünüyoruz. Ancak, tanımında geçen verimlilik kavramı yerine etkinlik ibaresinin kullanılmasının daha uygun olacağını düşünüyoruz. Çünkü, bu denetime "3 E" denetimi de [Efficiency (Etkenlik), Effectiveness (Etkililik) ve Economy (ekonomiklik, tutumluluk)] denilmektedir. Verimlilik kavramı daha çok prodüktivite kavramına eş değerdir.

Ayrıca, tasarı bazı hususları (örneğin halk denetçiliği) oldukça ayrıntılı düzenlemesine rağmen bazı hususları da neredeyse es geçmiş ve muğlakta bırakmıştır. Örneğin tasarının 11'inci maddesinde "hizmetlerin" özel sektöre gördürülebileceği öngörülürken bu konuda bir sınır çizilmemiştir. Ayrıca, merkezi idarenin mahalli idareler üzerindeki yetkilerini ele alan tasarının 8'inci maddesinde "hizmetlerin ciddi şekilde aksatılması", "makul bir süre verilmesi" ve "durumun gerektirdiği tedbirleri alacağı" gibi hususlar açık olmayan ve belirsizlik taşıyan konulardır. Tasarı ile ilgili olarak tarafımızdan www.memurlar.net'te geniş bir eleştiri yapılmış ve yapılmaya devam edecektir. İlgilenenlerin siteye bakmasını öneririz.

"Değişim Tehlikelidir, Siyasi Kararlılık İster"

Bu ve eklenebilecek diğer teknik sorunlar tasarının genel yaklaşımını hiç bir zaman etkilememelidir. Bu bağlamda "Değişimin çok tehlikeli bir süreç olduğu" gerçeğinden hareketle, tasarının TBMM'de ele alınmaya başlamasından itibaren çok sancılı bir süreç içine gireceğimiz, elindeki güç ve yetkinin kaybolmasını istemeyen, kendini "Cumhuriyetle" özdeşleştiren bazı odaklarca "Cumhuriyet elden gidiyor" yaklaşımı ile tasarıya karşı çıkacağı şimdiden görülebilmektedir. Umarız siyasi yapı, çok büyük kararlılık gerektiren bu tasarının arkasında durabilecektir.

ANKET
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri veya çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
Tamam