2. kez 6 aylık sağlık raporu alan memur, malulen emekli edilir mi?Soruben tsk da muvazzaf astsubayım. 2003 yılı ekim ayında temel kursa başladım 2004 yılı ağustos ayında mezun oldum. safahattım içinde 365 gün emre itaatsizlik suçundan mahkumiyetin açıklanmasının geriye bırakılması cezası aldım ve 5 yıllık denetimim 2014 yılı 1 mayısta doluyor. 2004-2013 yılı meslek hayatımda 365 gün açıkta gezdiğim günün dışında 225 gün hava değişimi aldım. tedavim hala hava değişimde devam ediyor. Malulen emeklilik için; öncelikle sorum şu olacak benim sgk bazında fiili hizmetim ne kadardır. ben 10 yıllık fiili hizmetimi doldurmuş oluyor muyum. bana doktorlar 1 yıllık hava değişimi sonunda tsk da görev yapamaz raporu verecekler. emekli olabilir miyim. eğer 10 yıllık fiili sgk sigortalı durumu dolmuş olmuyorsa 2 yıllık üniversite okul süremin primlerini yatırsam fiili sigortalılık sürem dolmuş sayılırmı. açıkçası sgk ya bu durumları yazdım bilgi talep ettim ama gelen cevaplardan hiç bir sonuç çıkaramadım. bu huşularda bilgi sahibiyseniz yardımcı olursanız sevinirim. saygılar iyi geceler. CevapSorunuz özelinde, 1 Ekim 2008 tarihinden bu yana uygulanmakta olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre Devlet Memurlarının (TSK. Mensupları, Emniyet Mensupları dahil tüm memurlar) Malullük Hallerinde bir değişiklik varmıdır? Bu dönemde malullük durumlarına göre sosyal güvenlikleri nasıl sağlanmaktadır? Bu konuları izah etmekteyiz. 5510 sayılı Kanundan önce Devlet memurlarının malullük halleri, 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılmaktaydı. 1- 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre maluliyet durumu; Malullük söz konusu kanunun 44, 46, 47, 53 ve 54 üncü maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler ile devlet memurlarının; Vücutlarında meydana gelen hastalıklar yüzünden görevlerini yapamama durumuna girmeleri ve bu durumlarının sağlık kurulu raporları ile tespit edilmesi halinde malül sayılmaktadırlar. Malul sayılanların sınıf değiştirerek başka görevlerini yapma imkanları bulunmaktadır. Ancak özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tabi olanlar, yükümlülük sürelerini tamamlamaz veya maluliyet durumunun yeni vazifelerini yapmaya engel olduğuna dair yeni sağlık kurulu raporu almadıkları sürece malullük haklarını kullanamamaktadırlar. Hizmet süreleri en az 10 yıl olanlara malullük aylığı bağlanmaktadır. Tedavisi imkansız hastalığı bulunanlarda ise malullük aylığı bağlanabilmesi için 10 hizmet yılı yerine 5 hizmet yıllarının bulunması yeterli görülmektedir. Şayet malullük durumları göreve girmeden önce tespit edilenler malullük aylığı bağlanması hakkından yararlanamamaktadırlar. Vazifelerini yapamıyacak derecede hastalığa uğrayanlardan hastalıkları kanunlarında tayin edilen müddetlerden fazla devam edenler, hastalıklarının mahiyetlerine ve doğuş sebeplerine göre malul sayılmaktadırlar. Vazife malulleri hariç malullük aylığı alanlar hakkında kontrol muayene sistemine yani devre muayenesine tabi tutulmamaktadırlar. Malullük aylığı almakta iken devlet memurluğu hariç yeniden çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmemektedir. Aylık almakta iken yeniden göreve girenlerin aylıklarının kesilip kesilmeyeceği konusu; 27/04/2005 tarih ve 25798 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan 21/04/2005 tarih ve 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamenin 30 uncu maddesinde düzenlenmiştir.(2) Bu düzenleme kapsamına malullük aylığı alanlar dahil edilmemiş olduğundan, malullük aylığı alanların kamuya ait kamu, kurum ve kuruluşlarında görev almaları halinde dahi aylıkları kesilmemektedir. Ancak devlet memuru olduklarında aylıkları kesilmektedir. 2- 5510 sayılı Kanuna göre yeni dönemde maluliyet durumu; Malullük 5510 sayılı Kanunun 25, 26 27, 34, 35, 47, 94 ve 95 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler ile; - Öncelikli olarak devlet memurlarının 5510 sayılı Kanuna göre malul sayılmaları gerekmektedir. Malul sayılabilmeleri için ise halen görevde olan devlet memurlarının çalışma gücünün en az % 60'ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiklerini, devlet memurluğu görevinden ayrıldıktan sonra herhangi bir sigortalılık haline tabi olmayanların ise çalışma gücünü en az % 60'ını kaybettiklerini sağlık kurulu raporları ile belgelemeleri ve bu raporların Sosyal Güvenlik Kurumu sağlık kurulunca incelenmesi neticesinde kabul edilmesi gerekmektedir. - Malul sayılanların sınıf değiştirerek görevlerini sürdürmeleri imkanı bulunmaktadır. Ancak özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tabi olanlar, yükümlülük sürelerini tamamlamaz veya maluliyet durumunun yeni vazifelerini yapmaya engel olduğuna dair yeni sağlık kurulu raporu almadıkları sürece malullük haklarını kullanamamaktadırlar. - Göreve girmeden önce malullük durumu tespit edilenler hakkında malullük hükümleri uygulanmamaktadır. - Malul sayılanlara aylık bağlanabilmesi için; En az on yıldan beri sigortalı bulunmaları ve toplamda 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin bulunması gerekmektedir. Şayet kişinin malullük durumu başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede bulunması halinde ise en az on yıldan beri sigortalı bulunma şartı aranmaksızın sadece 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması yeterli görülmektedir. Personel kanunlarına tabi olanların hastalıklarının kanunlarında tayin edilen sürelerden fazla devam ettiği, olmayanların ise hastalık sebebiyle malul sayılmalarına esas alınacak hastalık süreleri hakkında kendi özel kanunları yürürlüğe girinceye kadar 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun hastalık iznine ilişkin hükümleri uygulanmak suretiyle bu süreleri doldurdukları tarih itibariyle malullük aylığı bağlanmaktadır. - Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulunca gerekli görüldüğü takdirde, malullük aylığı bağlananlardan işe başlayan ve yeniden aylık talebinde bulunanlar kontrol muayene, yani devre muayenesine tabi tutulabileceklerdir. 5510 sayılı Kanuna göre aylık almakta iken yeniden göreve girenlerin aylıkları kesilmektedir. Malullük aylığı almakta iken göreve girenlerin aylıklarının kesilmesi konusu 5510 sayılı Kanunun 27 nci maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile; 5510 sayılı Kanun kapsamında eski ifade ile SSK. lı, Bağ-Kur'lu ve devlet memuru olma halinde aylıkları kesilecektir. Yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların aylıkları kesilecektir. Bu düzenleme yeni bir düzenleme olmaktadır. Önceden yalnızca devlet memuru olma halinde malullük aylıkları kesilmekte, diğer kapsamda çalışmalarda, yani özel, resmi sektör ayırt edilmeksizin SSK.lı olarak, Bağ-Kur'lu olarak ve yabancı ülkelerde çalışmalar halinde aylıklar kesilmemekteydi. 5510 sayılı Kanundan önce malullük aylığı alanlar hakkında uygulanan mevzuat hükümlerinin aynı şekilde devam ettirilmesi gerekir. 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 2008 yılı Ekim ayı başından önce 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununa tabi görev yapmakta olan Devlet memurları hakkında malullük hükümlerinin uygulanmasında tamamen 5434 sayılı Kanun ile 2829 sayılı Kanun hükümleri esas alınarak işlem yapılmaktadır. (5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu düzenleme “Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.” Hükmünde olup, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce malullük aylığı almakta olanlar yeni düzenleme kapsamında girmeyecek, haklarında tamamen eski hükümler, yani 5434 ve 2829 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekecektir. Malulen emekli aylığı bağlanabilmesi için herhangi bir yaşın doldurulması koşulu aranmamaktadır. 3- Malulen emeklilikte, sıhhı izin süreleri ilgililerin hizmetlerine eklenmektedir. Ancak sıhhi izin süreleri sonunda iyileşememe durumunda emeklilik işlemlerinin yapılması gerekir. Subay, astsubaylar ile diğer Devlet Memurlarında sıhhi izin süreleri aynı mıdır? 1- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olanlar için, 657 sayılı Kanun Madde 105 de, raporlara bağlı olarak sıhhi izinli olanların en fazla sıhhi izin kullanacakları süreler açıklanmıştır. Hastalık ve refakat izni: Madde 105 – (DeğiĢik: 13/2/2011-6111/107 md.) Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilir. Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır. Bu maddede yazılı azamî süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için, iyileştiğine dair raporu (yurt dışındaki memurlar için mahallî usûle göre verilecek raporu) ibraz etmesi zorunludur. İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır. Bunlardan gerekli sağlık şartlarını yeniden kazandıkları resmî sağlık kurullarınca tespit edilen ve emeklilik hakkını elde etmemiş olanlar, yeniden memuriyete dönmek istemeleri hâlinde, niteliklerine uygun kadrolara öncelikle atanırlar. Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli sayılır. Hastalık raporlarının hangi hallerde, hangi hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceği ve süreleri ile bu konuya ilişkin diğer hususlar, Sağlık, Maliye ve Dışişleri Bakanlıkları ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşleri alınarak Devlet Personel BaĢkanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir. 657 sayılı Kanun Madde 105 hükmü kapsamında; - Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilebilmektedir. - Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınmaktadır. - Onsekiz veya oniki aya kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için, iyileştiğine dair raporu (yurt dışındaki memurlar için mahallî usûle göre verilecek raporu) ibraz etmesi zorunlu olmaktadır. - Ayrıca izin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni; 1- Daha once onsekiz ay ise bir onsekiz ay daha, 2- Daha once oniki ay ise bir oniki ay daha, uzatılabilmektedir. Bu süreler sonunda iyileşemeyen memur hakkında resen emeklilik hükümleri uygulanmaktadır. Aylık bağlanabilmesi için de en az 10 yıl hizmetlerinin bulunması gerekecektir. Fiili hizmet süresi zammı, yani yıpranma zamları bulunuyorsa 10 yıl hizmetin doldurulmasında dikkate alınmaktadır. - 12 ay veya 24 ay, 18 ay veya 36 aylık sıhhi izin süreleri kişilerin hizmetlerine eklenilen süre olmaktadır. Sıhhi izin sürelerinin aynı hastalık olması halinde sıhhi izin sürelerinin kaç gün olduğu da sıhhi izin sürelerinin toplamından bulunmaktadır. Alınan sıhhi izin süreleri farklı hastalık olması halinde bu süreler ayrı ayrı bulunmak suretiyle sıhhi izin sürelerinin tespitinin yapılması gerekir. 2- 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi olanlar için 926 sayılı Kanun Madde 128 de, raporlara bağlı olarak sıhhi izinli olanların en fazla sıhhi izin kullanacakları süreler açıklanmıştır. IV – Sıhhi izin süresi: Madde 128 – Subayların ve astsubayların sıhhi izin süresi aşağıdaki gibidir: a) (Değişik : 28/6/2001 - 4699/19 md.) Barışta ve savaşta hizmet yapamıyacak şekilde hastalanan subaylar ve astsubaylar, hastalıkları geçici ise veya geçici olup sekel bırakan hastalıklardan ise, hastahanelerde geçen teşhis ve tedavi süreleri hariç, ay ve gün hesabı ile her bir hastalığı için toplam olarak ve fiilen iki yılı geçmemek üzere, nekahet tedavisi, istirahat ve hava değişimi işlemine tabi tutulurlar. Bu gibiler hakkında raporlar sağlık kurulunca verilir. b) (Değişik : 28/6/2001 - 4699/19 md.) Kanser, her türlü kötü huylu tümör, verem, kronik böbrek yetmezliği ile akıl ve ruh hastalıkları gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığa yakalananlar, sağlık kurulları raporlarında gösterilecek lüzum üzerine, toplam olarak ve fiilen üç yılı geçmemek şartı ile tedavi, istirahat veya hava değişimine tabi tutulabilirler. c) Sağlık durumundan dolayı (Yurdun alçak veya alçak mutedil bölgelerinde faal görev yapar) veya (Muayyen bölgelere gidemez) veya (Denizin kara teşkillerinde çalışır) şeklinde iklim değiştirme raporları alanlar ile, kıta veya diğer görevlerde çalışması sağlık kurulu raporu ile kayıt ve şarta bağlı olanların bu durumlardaki sıhhi izin süreleri dört yıl olarak hesaplanır. Geçici olarak sağlık durumları sebebiyle uçucuların yer hizmetine verilmeleri ve denizaltı, dalgıç ve kurbağa adam, sualtı komando birliklerinde ve denizdeki patlayıcı maddeleri zararsız hale getiren personelden hizmetlerini yapamaz kararı alanların diğer görevlere verilmeleri sıhhi izin süresinden sayılmaz. Sıhhi izin süresini doldurmak durumuna girenler, sıhhi izin sürelerini dolduracakları ayın ilk haftasında haklarında kati işlem yapılmak üzere tekrar muayeneye sevk edilirler. Bunlardan sıhhi arızalarının devam ettiği ve hiçbir sınıfın hizmetinde vücutlarından istifade edilemiyeceği anlaşılanlar hakkında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır. e) (Değişik: 29/7/1983 - 2870/11 md.) Barışta ve savaşta görev esnasında veya görev dışında, görevlerinden dolayı bir saldırıya veya kazaya uğrayan veya bir meslek hastalığına yakalanan subay ve astsubaylar yukarıdaki bentlerde belirtilen sürelerle bağlı olmaksızın iyileşinceye kadar izinli sayılırlar. (Ek fıkra: 22/5/2012-6318/52 md.) Bu madde kapsamında verilen izinler rütbe bekleme süresinden sayılır. 926 sayılı Kanun Madde 128 hükmü kapsamında; - Hizmet yapamıyacak şekilde hastalanan subaylar ve astsubaylar, hastalıkları geçici ise veya geçici olup sekel bırakan hastalıklardan ise, ay ve gün hesabı ile sıhhi izin süresi hesaplanmaktadır. Farklı hastalıklar olması halinde sıhhi izin süreleri farklı hastalıklara göre değerlendirilmektedir. Sıhhi izin süreleri iki yılı geçmemektedir. Sıhhi izin sürelerinde hastahanelerde teşhis ve tedavi için geçen süreleri dikkate alınmadan, nekahet tedavisi, istirahat ve hava değişimi işlemine tabi tutulmaktadırlar. - Kanser, her türlü kötü huylu tümör, verem, kronik böbrek yetmezliği ile akıl ve ruh hastalıkları gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığa yakalananlar, toplam olarak ve fiilen üç yılı geçmemek şartı ile tedavi, istirahat veya hava değişimine tabi tutulmaktadırlar. Bunun için de sağlık kurulu raporlarında belirtilmesi gerekmektedir. - Sağlık durumundan dolayı (Yurdun alçak veya alçak mutedil bölgelerinde faal görev yapar) veya (Muayyen bölgelere gidemez) veya (Denizin kara teşkillerinde çalışır) şeklinde iklim değiştirme raporları alanlar ile, kıta veya diğer görevlerde çalışması sağlık kurulu raporu ile kayıt ve şarta bağlı olanların bu durumlardaki sıhhi izin süreleri dört yıl olarak hesaplanmaktadır. Geçici olarak sağlık durumları sebebiyle uçucuların yer hizmetine verilmeleri ve denizaltı, dalgıç ve kurbağa adam, sualtı komando birliklerinde ve denizdeki patlayıcı maddeleri zararsız hale getiren personelden hizmetlerini yapamaz kararı alanların diğer görevlere verilmeleri sıhhi izin süresinden sayılmamaktadır. - Sıhhi izin süresini dolduracak olanlar, bu sürelerini dolduracakları ayın ilk haftasında haklarında son sağlık kurulu raporu düzenlenmesi için muayene edilmekte, muayene sonucunda TSK. Bünyesinde kendilerinden faydalanılamayacak olanlar hakkında emeklilik işlemleri uygulanmaktadır. - Barışta ve savaşta görev esnasında veya görev dışında, görevlerinden dolayı bir saldırıya veya kazaya uğrayan veya bir meslek hastalığına yakalanan subay ve astsubaylar için sıhhi izin süreleri bulunmamakta, iyileşinceye kadar izinli sayılmaktadırlar. Aylık bağlanabilmesi için de en az 10 yıl hizmetlerinin bulunması gerekecektir. Subay ve astsubaylar için her yıl 15 ay sayıldığından bir yıl için 3 ay fiilil hizmet süresi zammı, yani yıpranma zamları bulunmakta ve 10 yıl hizmetin doldurulmasında dikkate alınmaktadır. Değerlendirmelerimizden sonra durumunuzu şu şekilde açıklayabiliriz. 1 Ekim 2008 tarihinden önce TSK.da göreve başlamanız nedeniyle 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre değerlendirme yapacağız. Sorunuz; Ben tsk da muvazzaf astsubayım. 2003 yılı ekim ayında temel kursa başladım 2004 yılı ağustos ayında mezun oldum. safahattım içinde 365 gün emre itaatsizlik suçundan mahkumiyetin açıklanmasının geriye bırakılması cezası aldım ve 5 yıllık denetimim 2014 yılı 1 mayısta doluyor. 2004-2013 yılı meslek hayatımda 365 gün açıkta gezdiğim günün dışında 225 gün hava değişimi aldım. tedavim hala hava değişimde devam ediyor. Malulen emeklilik için;öncelikle sorum şu olacak benim sgk bazında fiili hizmetim ne kadardır. ben 10 yıllık fiili hizmetimi doldurmuş oluyor muyum. bana doktorlar 1 yıllık hava değişimi sonunda tsk da görev yapamaz raporu verecekler. emekli olabilir miyim. eğer 10 yıllık fiili sgk sigortalı durumu dolmuş olmuyorsa 2 yıllık üniversite okul süremin primlerini yatırsam fiili sigortalılık sürem dolmuş sayılırmı. açıkçası sgk ya bu durumları yazdım bilgi talep ettim ama gelen cevaplardan hiç bir sonuç çıkaramadım. bu huşularda bilgi sahibiyseniz yardımcı olursanız sevinirim. Cevabımız; 2004 – 2013 yılı arasında 9 yıl hizmet olmaktadır. 9 yıl hizmetin 1 yılı açıkta geçtiği için bu süre alınmadığında 8 yıl olur, (Ancak, açıkta geçtiğiniz sürede size aylık ödendi ise bu sürenin yarısının da hizmetinize eklenmesi gerekmektedir. Cezanız iptal edildiğinde, size aylıklarınızın diğer yarısını da ödenmesi durumunda tamamı hizmetlerinize eklenir, Bu konu ile ilgili hüküm 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu Madde 15 de bulunmaktadır. Hüküm “g) (Değişik: 17/5/1990 - 3650/1 md.) Görevden uzaklaştırılan, görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan kanunları gereğince tam veya eksik aylığa müstehak bulunanların emeklilik keseneğine esas aylık ücretlerinin yarısı; Kanunlarına göre bu müddetler için sonradan görevlerine iade edilerek tam aylığa hak kazananların ise emeklilik keseneğine esas aylık veya ücretlerinin tamamı.” olarak ifade edilmiştir. Yine de açıkta geçen sürenizi hiç esas almadığımız durumda, 8 yıl hizmetinizin olduğunu hesaplamaktayız. 8 yıla ayrıca her yıl için 3 ay yıpranma zammı verildiğinde 10 yıl hizmetinizin olacağını tahmin etmekteyiz. Sıhhi izin sürenizin en fazla 2 yıla kadar olacağını söyleyebiliriz. Ancak; belirttiklerimiz tamamen değerlendirme olmaktadır. Kesin hizmet hesabınızı ve sıhhi izin sürelerinizi görev yaptığınız Kurum ile Sosyal Güvenlik Kurumu (Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulu) arasında yapılacak bilgi alışverişi sonucunda kesinlik kazanmasını tavsiye etmekteyiz. Sıhhi izin sürenizin sonunda Malulen emekliliğinizin kesinleşmesi halinde yıpranma payınız, yarı hizmet olarak alınan süreniz ve normal çalıştığınız süreler ile birlikte 10 yıl olması halinde Malulen aylık bağlanması gerekir, şayet 10 yıl olmazsa malulen emekli aylığının bağlanamayacağını da söyleyebiliriz. BENZER SORULAR
|
SON EKLENEN SORULAR
KATEGORİLER
|