Kaymakam, beni mahkemelerde süründürdü. Aklandım. Şimdi neler yapabilirim?

07/08/2012 19:21:00
Yazdır

Soru

2010 yılında aile hekimi olarak görev yaptığım ilçede akşam 18:30 civarında evimde elinde kesik olan vatandaş ve yakınları tarafından tedavi için başvurdular. Yarayı incelediğimde tendon hasarı şüphesiyle hastanın ortopedi hekimince muayenesinin uygun olacağını söyleyip sevk ettim. Sevk etmeden önce yaranın pansumanını yapıp aile sağlığı merkezindeki deftere de kaydını yaptım. Vatandaşlar uzak olduğu gerekçesiyle ve yarada bir şey yok diyerek dikiş atmamı istediler, ama ben sevkimde ısrar ettim bunun üzerine kaymakamlık lojmanına giderek doktorun kendileriyle ilgilenmediğini söyleyip şikâyet ettiler. Kaymakam sağlık gurup başkanı aracılığıyla hastaya bakmamı emretti bende hastaya baktığımı ve gerekeni yaptığımı söyledim. Vatandaşlar evime yine geldiler ben sevkimde ısrar ettim. Yine kaymakamın evine gidip kendilerine bakmadığımı söylediler(bu şikâyet trafiği 3 kez yaşandı) tendon hasarı tamiri uzmanlık gerektiren bir iş olduğu için ortopedi polikliniğine sevkimde ısrar ettim. Ve hasta hastaneye gitti... Vatandaşlar beni kaymakamlık valilik ve savcılığa hastalarının yarasına dikiş atmadığım için şikâyet etti. Savcılık soruşturma izni istedi kaymakamlıktan. Kaymakamlıkta ilden sağlık müdür yardımcısının yürüteceği ön soruşturma istedi.

ÖN SORUŞTURMACI

1:Hastayı gerekli durumlarda sevk etme görev ve sorumluğunun sadece hekime ait bir hak olduğunu (tıbbi deontoloji nizamnamesine göre)

2:Olay tarihinde görevli olmadığımı(aile hekimliği uygulama yönetmeliği madde10-5-a) belirterek soruşturma izni verilmemesi gerektiği sonucuna vardı.

Buna rağmen kaymakam GÖREVİ KÖTÜYE KULLANDIĞIM KANAATİYLE soruşturma izni verdi, başladı mahkeme 1,5 yıl mahkemeye gittim geldim ve dosya tıbbi kusur değerlendirmesi için bilirkişiye gitti.

BİLİRKİŞİ RAPORUNDA

1: Hastaya müdahalemde tıbbi kusur olmadığı, tendon hasarı nedeniyle sevkimin tendon hasarının sadece uzman hekim tarafından yapılabilecek bir müdahale olduğu.

2:Hekimin tedavi yaparken hasta ve yakınının veya 3. bir şahsın etkisinde kalmadan tedaviyi yürütmesinin doğru olduğu(tıbbi deontoloji nizamnamesine göre)

3: Olay tarih ve saatinde görevli olmadığımı belirtti (aile hekimi uygulama yönetmeliği madde 10-5-a) ilçede toplam 3 hekim varken olay tarihinden önce 3 kişi arasında icap nöbeti uygulanması gerekiyordu. YAKLAŞIK 2 YIL SÜREN MAHKEME SONUCUNDA BERAATİME KARAR VERİLDİ.

SORULAR:

1.Görevlendirme yapılmadan görevi kötüye kullanma suçu nasıl işlenir kaymakam görevlendirme yapmadan görevi kötüye kullandığım gerekçesiyle soruşturmaya nasıl izin verir. Asıl görevi kötüye kullanan kaymakam değil mi? ben bu kaymakama karşı hakkımı nasıl ve nerde savunabilirim.

2:Hastaya müdahale etmediğimi söyleyip beni her yere şikayet edip (müdahale ettiğim aile sağlığı merkezindeki resmi poliklinik müdahale defterinde kayıtlı ve gittiği hastanedeki doktorun yaranın pansumanı yapılmış halde geldiğine dair ifadesi mevcut) beni 2 yıl boyunca mahkeme kapılarına düşüren hasta ve yalancı şahitlere karşı nasıl ve nerde hakkımı savunabilirim.

Cevap

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet memurları Kanunun genel haklar kapsamında sayılan müracaat, şikayet ve dava hakkı 21 inci madde de "Devlet memurları kurumlarıyla ilgili resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaat; amirleri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikayet ve dava açma hakkına sahiptirler.

Müracaat ve şikayetler söz veya yazı ile en yakın amirden başlayarak silsile yolu ile şikayet edilen amirler atlanarak yapılır.

Müracaat ve şikayetler incelenerek en kısa zamanda ilgiliye bildirilir. Müracaat ve şikayetlerle ilgili esas ve usuller Başbakanlıkça hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir." şeklinde düzenlenmiştir. Anılan Maddenin son fıkrası hükmü uyarınca Devlet Memurlarının Müracaat ve Şikayetleri HakkındaYönetmelik 28.11.1982 tarihli ve 8/5743 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulmuş olup,12.01.1983 tarihli ve 17926 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunun İsnat ve İftiralara Karşı Koruma başlıklı 25 inci maddesinde "Devlet memurları hakkındaki ihbar ve şikayetler, garaz veya mücerret hakaret için, uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı ve soruşturma veya yargılamanın tabi olduğu kanuni işlem sonucunda bu isnat sabit olmadığı takdirde, merkezde bu memurun en büyük amiri, illerde valiler, isnatta bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını Cumhuriyet Savcılığından isterler." hükmü yer almaktadır.

657 sayılı Kanunun "Disiplin amiri ve disiplin cezaları" başlıklı 124 üncü maddesinin 2 inci fıkrasında "Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 125 inci maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir." hükmü amirdir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 125 inci maddesinde Devlet memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller sayılmış (tadat) bulunmaktadır.

Mezkur 125 inci madde de disiplin cezaları;

A) Uyarma,

B) Kınama,

C) Aylıktan kesme,

D) Kademe ilerlemesinin durdurulması,

E) Devlet memurluğundan çıkarma olarak belirlenmiştir.

Yukarıda yer verilen hükümler uyarınca ve anlatılanlar çerçevesinde;

1-Mahkeme kararı ile isnadın sabit olmadığı kesinleşmesi sebebiyle davacılar hakkında illerde valilikten, kamu davası açılmasını Cumhuriyet Savcılığından istemeleri yönünde müracaatta bulunmanızı önermekteyiz.

2-Davacılar hakkında Mahkeme dolayısı ile maddi (belgelendirmek suretiyle masraflarınızın) ve manevi tazminat davası açabileceğiz değerlendirilmektedir.

Maddi manevi tazminat davalarının sonucu mahkemelerimizin takdirinde bulunmaktadır.

3- Kaymakam hakkında ise soruşturma raporları ve olay açıkça kendi tarafından bilinmesi müdahale yapılmasına rağmen soruşturma izni vermesinin mevzuata aykırı olduğu kanaati hasıl olduğundan ilgiliyi üst amirlerine şikayet etmeniz mümkün bulunmaktadır. Hakkında disiplin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Ancak olayda zaman aşımı sürelerinin geçtiği göz önünde bulundurulmalıdır.

Müracaat ve şikayetin anılan yönetmelik hükümlerine uyarak yapmanızı tavsiye etmekteyiz.

4- Kaymakam hakkında ayrıca genel hükümler çerçevesinde maddi ve manevi tazminat davası açılmasının mümkün olabileceği değerlendirilmektedir.

5- Maddi ve manevi tazminat davalarınızı bütün bilgi ve belgelerinizle birlikte bir avukattan yardım almak suretiyle açmanızı tavsiye etmekteyiz.

ANKET
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri veya çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
Tamam