Kamu Kurumu Yöneticileri Tedirgin Oluyor...

10/06/2005 00:00:00
Yazdır

Soru

1- İyi günler!
Devlet Hastanesi'nde Uzman Doktor (Çocuk) olarak görev yapmaktayım. Askerlik nedeniyle Milli Savunma Bakanlığı'ndan Sağlık Bakanlığı ve dolayısıyla hastane idarelerine gönderilen, "bir önceki celp döneminde BAKAYA kalan ......isimli doktorun ilişiğinin kesilmesi ve ilişik kesme tarihinin bildirilmesi" diye gelen yazı üzerine doktorların ilişikleri kesilmektedir. Ancak burada tamamıyla bir kelime oyunu mevcuttur, bir önceki dönemde hiç kimse BAKAYA kalmamış ve celp dönemlerinde rapor almamıştır, zaten BAKAYA kalındığında askerler gelip direk hastaneden doktoru alıp askere götürebilmektedir. Ancak gönderilen yazıda şu dönemde BAKAYA kalan kişinin ilişiğinin kesilmesi, yoksa aksi takdirde sıralı amirleri hakkında 1632 sayılı askeri ceza kanununun 75.maddesine istinaden öninceleme başlatılarak yargılanması diye ibare bulunmaktadır. Dolayısıyla amirler de doktorlar BAKAYA olmamasına rağmen ilişiğini kesmektedir. Bu konu ile ilgili bilgi vermenizi istiyorum. BAKAYA olmadığımız halde ilişiğimiz kesiliyor ve maaş alamadığımız için bir sonraki dönem celbinde askere gitmekteyiz. Bu durumda ne yapmak gerekiyor? Ankara'da bir kişinin bu durumda sıralı amirleri hakkında dava açtığını ve tazminatıyla bunu kazandığını ve tekrar işe başladığını duydum, doğru mu?

2- Bir devlet kuruluşunda memur olarak görev yapmaktayım. Aralık 2004 döneminde raporlu olduğum için askerlikte bakaya kaldım. Nisan 2005 döneminde askere gitmek için sevke tabiyim. Bağlı bulunduğum askerlik şubesi 15 Mart 2005 tarihi itibarı ile kurumdan ilişiğimin kesilmesi için yazı gönderdi. Görevden alınmazsam kurum amirleri hakkında suç duyurusunda bulunulacağı yazıyor. Ben dilekçe vermeden beni görevden alabilirler mi? Nisan 2005 döneminde rahatsızlığımdan dolayı sevk almak için Askerlik Şubesine dilekçe verdim. Bu benim daha sonra çalışmama engel olur mu? Kurumun bu konuda ne yapması gerekir? Beni görevden alırlar mı? Ne olur sorularıma en kısa zamanda cevap verirseniz sevinirim.

Cevap

1982 Anayasasının 128 inci maddesinin ikinci fıkrası yer alan "Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir." hükmü gereğince 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu yayımlanmış bulunmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 23 üncü maddesinde "Devlet memurları, bu kanunda gösterilen süre ve şartlarla izin hakkına sahiptirler." ve 108 inci maddesinin son fıkrasında ise "Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılırlar. Bunlar hakkında 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri ile bu Kanunun 83 üncü maddesi hükümleri saklıdır." denilmektedir. Bununla birlikte anılan Kanunun 105 inci maddesinde memurlara hastalıkları halinde, verilecek raporlarda gösterilecek lüzum üzerine, aylık ve özlük haklarına dokunulmaksızın izin verileceği amir bulunmaktadır.
Ayrıca memurluğun sona ermesini düzenleyen 98 nci maddesinde de "Devlet memurlarının;
a) Bu Kanun hükümlerine göre memurluktan çıkarılması;
b)Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi;
c) Memurluktan çekilmesi;
ç) İstek, yaş haddi, malüllük ve sicil sebeplerinden biri ile emekliye ayrılması;
d) Ölümü;
hallerinde memurluğu sona erer."
hükmü bulunmaktadır.

Yukarıdaki hükümler çerçevesinde yasal bir hak olan aylıksız izin, devlet memurunun gerekçesi olan muazzaflık hizmeti yapmak üzere, askere alındığını belgelendirmesi halinde askerlik süresince kullanılabilecektir. Diğer yandan, Devlet memurunun hastalanması halinde aylık ve özlük haklarına dokunulmaksızın verilmesi gereken hastalık iznini bulunmaktadır.Bu itibarla, 657 sayılı Kanundan kaynaklanan hastalık izni kullanımı halinde ve muazzaf askerliğe nasbı gerçekleşmemiş olan devlet memurunun izinli sayılarak veya farklı bir şekilde, anılan 657 sayılı Kanunda belirlenmemiş bir yöntemle memurlukla ilişiğinin kesilemeyeceği değerlendirilmektedir.

1076 sayılı Yedek Subaylar Ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu ek 3 ve 4 üncü maddeleri hükümleri ile 1111 sayılı Askerlik Kanunu kanunun 93 maddesi hükmü ile 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu Kaçaklara yardım edenlerin cezaları başlıklı 75 maddesi hükmü uyarınca bir bürokratın yargılanmasını hukuki bulmuyoruz. Bu durum bürokratları 657 sayılı Kanuna aykırı hareket etmeye zorlamakta ve devlet memurlarını da mağdur etmektedir.

Devlet memurluğuna alınma sırasında 48 inci maddenin 6 ıncı fıkrası hükmü uyarınca kişinin askerlik durumu sorgulanmakta ve şartları taşıyanlar devlet memurluğuna alınmaktadır. 1111 veya 1076 sayılı Kanun uyarınca muvazzaf askerlik hizmeti dolayısı ile askere alınanlar ( nasp edilenler) 657 sayılı Kanunun 108 inci maddesi hükmü uyarınca askerlik süresince aylıksız izinli sayılmaktadırlar. Devlet memurunun 657 sayılım kanunun ek 20 nci maddesi uyarınca ikamet adresi ve iş adresi belirlidir. Kişinin her zaman zaptu rapt altına alınması mümkündür. Kişi asker ise askerliğe alınmalı bu kolluk kuvveti vasıtası ile yapılması mümkündür. Sivildeki statüsüne ancak tabii olduğu mevzuat çerçevesinde son verilebilir. 14.7.1965 tarih ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu mahiyet itibari ile özel bir kanundur. Ve 1930 ve daha önce yürürlüğe konulmuş kanunların günümüz şarlarına uygunluğu ise ayrıca tartışılır.

Amaç memurların askerlik hizmet ve görevlerinin yaptırılası ise kaçak duruma düşmüş devlet memurları belirli olan iş ve ev adreslerinden her zaman alınabilir, asker olan devlet memuru da 108 inci madde hükmü uyarınca aylıksı izinli sayılır. Memur ile birlikte ailesi de mağdur edilmekte memur bilahare dava yolu ile haklarına kavuşsa bile mağduriyet giderilememektedir.

1076 sayılı Yedek Subaylar Ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu
Ek Madde 3 -
(Ek: 1/2/1930 - 1555/5 md.)
Üçüncü maddede gösterilen tahsil derecesinde olanlardan 9 Kanunuevvel 1927 tarihinden sonra asker edilenler mezkür madde mucibince askerliklerini yaptıklarına dair askerlik şubelerinden vesika getirmedikçe Devlet daireleriyle resmi ve hususi müesseseler ve şirketlere memur sıfatiyle alınamazlar. Bunlardan Devlet daireleriyle resmi ve hususi müessese ve şirketlerde bulunanlar bir sene içinde askerlik şubelerine müracaat ederek vesika almağa ve onları istihdam edenler de bu vesikaları aramağa mecburdurlar.

Ek Madde 4 - (Ek: 1/2/1930 - 1555/5 md.)
Üçüncü müzeyyel madde hükmüne muhalif olarak memur istihdam edenler hakkında Türk Ceza Kanununun iki yüz otuzdokuzuncu maddesi hükmü gözetilerek ve iki yüz otuzuncu maddesine göre cezalandırılmak üzere kanuni takibat yapılır.

1111 sayılı Askerlik Kanunu
Madde 93
- (Değişik: 20/11/1935 - 2850/1 md.)
İlk ve son yoklamasını yaptırmış olsun olmasın 21 yaşına girmiş ve yaşıtları çağrılıp askere sevkedilmiş erbaş ve erden daha sonra sevk edileceklerini gösterir cüzdanlarında bir işaret bulunmıyanları bilerek resmi veya hususi hizmete alanlar, Askeri Ceza Kanununa göre cezalandırılırlar.
Seferberlikte bu gibileri ve yedek erbaşdan ve erden olup da çağırılmış oldukları halde gitmemiş bulunanları ve kıt'alardan kaçmış olanları veya izinsizleri bilerek resmi ve hususi hizmete alanlar ve bu gibilerin gizlenmelerine ve kaçmalarına yardımı dokunduğu anlaşılanlar askeri mahkemelere verilir.

1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu
Kaçaklara yardım edenlerin cezaları
Madde 75
- 1 - (Değişik: 30/4/1945 - 4726/2 md.) Asker kişileri kaçmağa kışkırtan veya kaçmalarını veya kaçaklığın devamını kolaylaştıran veya kaçakları, izinsizleri, bakayayı, yoklama kaçaklarını, saklıları ve çağrılıp ta gelmiyen yedek subaylarla yedek askeri memurları bilerek özel ve resmi hizmete alanlar veya gizliyenler veya Devlet, il ve belediyelerle bunların denetimi altındaki bütün kuruluş ve kurumlarda ve banka ve kamu faydasına çalışan dernek ve mesleki kuruluşlarda her ne suretle olursa olsun çalıştıranlar ve Hükümetten yapılacak tebligat üzerine özel işlerinden çıkarmıyanlar barışta üç aydan bir yıla ve tekerrüründe bir yıldan üç yıla, seferberlikte veya olağanüstü hallerde altı aydan iki yıla kadar hapis ve bu eylemin seferberlikte veya olağanüstü hallerde tekerrüründe yedi yıla kadar ağır hapis cezasiyle cezalandırılır.
2 - Seferberlikte herhangi bir suretle askeri kuvveti tenkise sebep olacak surette vakıa gayrimutabık kasten vesika verenler birinci defasında iki seneden beş seneye kadar ağır hapis ve mükerrirler ölüm cezasiyle cezalandırılırlar

ANKET
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri veya çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
Tamam